Sünnet, erkek üreme organının en uç kısmını örten deri ekinin usulüne uygun ve steril şartlarda yapılan cerrahi bir işlem ile çıkarılmasıdır. Ülkemizde erkeklerin % 99'u hayatlarının bir döneminde sünnet olmaktadır. Aileler için sünnet, çocuklarının erkekliğe ilk adım attıkları gün olarak kabul edilmekte, daha çok dini gereklilik ve geleneksel bir yükümlülük olarak yerine getirilmektedir. Ne yazık ki ülkemizde sünnetin tıbbi yönü ve gerekli şartlarının sağlanmasından çok, törensel yanına önem verilmekte, çocuğun geçireceği fiziksel ve psikolojik travma göz ardı edilmektedir.
Sünnet için ideal yaş ve çocuğa yaklaşım
Prensip olarak sünnetin herhangi bir yaşta yapılmasına engel bir durum yoktur. Özellikle hijyen amaçlı yapılan ülkelerde erken bebeklik dönemi tercih edilirken, törensel gelenekleri de olunan ülkelerde daha geç yaşlar tercih edilmektedir. Fakat erkek çocuğunun psikolojik gelişim süreci içerisinde cinsel kimliği tanımanın ön planda bulunduğu iki ile altı yaşlar ( fallik dönem) arası, kastrasyon (iğdiş edilme) korkusu yaşamamaları için lokal anestezi ile sünnet önerilmemektedir. Bu yüzden çocukluk yaş grubu olarak tanımlanan 2-6 yaş arasında sünnet genel anestezi altında yapılmalı, böylece bu dönemde oluşabilecek endişe ve psikolojik sorunlar çocuğa yaşatılmamalıdır.
Sünnetin çocukta travmatik etki bırakması sadece yaş açısından değerlendirilmemelidir. Bunu belirleyen çocuğun kişilik özelliği ve o deneyimi yaşadığı çevresel faktörlerdir. Eğer işlem öncesinde aile büyükleri ve çevre tarafından sünnet ile ilgili; kesilecek, kanayacak gibi şaka ve takılmalar yapılırsa çocuk ister 4 yaşında olsun, ister ideal yaş olarak sunulan 7 yaşta olsun çocukta korku ve kaygı yaratacaktır. Ailelerin sünnet öncesi çocukları ile ilgili onları endişeden uzaklaştıracak kısa ve etkili bir konuşma yapmaları çocuğun cinsel organını kaybetme korkusu ve ona neler yapılacağı endişesini giderir.
Sünnetin faydaları
Sünnet, erken süt çocukluğu döneminde üriner enfeksiyon riskini 8-10 kat oranında azaltmaktadır. Ayrıca hijyenik avantajı ile, penis kanseri ve sünnet derisi iltihabını azaltmakta, cinsel yolla bulaşan hastalıklardan da korumaktadır. Sünnet olan kişilerde HPV enfeksiyonları, normal olgulara göre % 35 daha azdır. Yine sünnetli erkeklerde HIV enfeksiyonuna yakalanma riski % 60 oranında düşüktür.
Sünnet hangi durumlarda sakıncalıdır?
Halk arasında doğuştan sünnetli ya da peygamber sünnetli olarak bilinen hipospadias(çocukların işeme deliğinin normal yerin altına açıldığı doğumsal anomali) durumu varlığında kesinlikle sünnet yaptırılmamalıdır. Çünkü sünnet derisi bu hastalıkların cerrahisinde çoğu zaman yama olarak kullanılan önemli bir parçadır ve bu durumun mutlaka ameliyatla düzeltilmesi gerekir. Ayrıca kanamaya meyilli olan doğuştan bir takım faktör eksikliklerine bağlı olarak kanama diyatezi olan çocuklarda da sünnet yapılmamalıdır.
Sünnet işlemini kimler yapmalı
Birçok kişi tarafından çok basit bir işlem gibi görünse de sünnetin aslında bir ameliyat olduğu unutulmamalıdır. Sünnetin penisin anatomi ve fizyolojisini bilen hekimler tarafından yapılması büyük önem taşımaktadır. Özellikle yenidoğan sünneti uzman hekimler dışında yapılmamalıdır. Sünnet, hem cerrahi yönü hem de çocuk üzerindeki psikolojik etkileri nedeniyle titizlikle yapılması gereken bir işlemdir. Uygun şartlarda yapılmayan sünnet işlemi sonrası enfeksiyon, kanama, şekil ve fonksiyon bozuklukları gibi komplikasyonlar gelişebilmektedir.